Tuna kıyısında bir gün...

 
Tuna kıyısında bir gün... Tuna kıyısında bir gün...

O gün yaklaşık 200 bin insan akın akın Regensburg ve tapınağa gelmişti. Alman ırkının “övgü tapınağı” Walhalla’ya Hitler; 6 Haziran 1937’de “Yapıtlarında Almanlık damarı var” dediği besteci Anton Bruckner’in büstünü koydurtmuştu. Şaraplık üzüm yetişiyor buralarda, Romalılardan günümüze dek. Karaormanlar’dan gelen Tuna Nehri Regensburg’da genişliyor, büyüyor. ",. Giriş katlarında dükkânlar, lokantalar, kahveler, butikler ve birahaneler. 18. Her şey tablo gibi. Kendine vadiler açıyor. Dik yolun iki yanı hafif kar kaplı. Heybetli ve gururlu duruyor. Regensburg’un taş sokakları gezmekle bitmiyor. MOZART DA BURADAYDIRoma Kralı March Aurel’in. Tarih ve gelenek adım başında, kiliselerin Gotik kulelerinde, evlerin taş kemerlerinde, daracık sokakların taşlarında. Büyük bir Yunan tapınağı. Düşler içindeki küçük köylerin, burçlu kalelerin, yüksek şatoların, sık ormanların arasından geçiyor. yüzyılda Mozart yaşamının bir bölümünü severek burada geçiriyor. Orada bir heykel. mail@ahmet-arpad de",Sisler içinde Tuna’nın kıyıları. Bu, yüzyılın Bavyera Kralı (!) Franz Joseph Strauss’un Regensburg’lulara armağan ettiği karayolu köprüsü. . Kentin biraz dışında yamaçlar bağlarla örtülü. Yaklaşık 180 yıl önce Bavyera Kralı I. Taş kaidesinde bu kişinin Avusturya prensi Don Juan olduğu yazıyor. Çevresine hiç uymayan bir yapı. Bugün hava güzel olacak Tuna kıyılarında. Sislerin ardında güneş. Sislerin ardından güneş çıkıyor. Yamaçlarda üzüm bağları. . Regensburg’da. Sonraki yıllarda Neonazilerin her 6 Haziran’da burada toplandığı biliniyor. 1786’da Goethe, “Regensburg çok güzel bir yer” diye yazıyor gezi günlüğüne. Heybetli duruşunun nedeni, Kaptanıderya Müezzinzade Ali Paşa’nın şehit düştüğü 1571 İnebahtı Deniz Savaşı’nda Osmanlı donanmasını yenmesi olacak. Romalıların yaptığı; ortaçağın bozamadığı, dünya savaşlarında düşmanın bombalamadığı günümüz insanının da yolları genişletmek amacıyla yıkmadığı yapılar. . . Tepede bir tapınak. Törene 800 kişilik bir koro eşlik etmişti. Ludwig’in kalıtı. İsa’dan 179 yıl sonra kurduğu Regensburg Ortaçağda Avrupa’nın en büyük ticaret, politika ve sanat kentlerinden biriydi. Biraz ileride büyükçe bir alan. Uzaklardan geçen tren sabah sessizliğini bozuyor. Sağ, sol eski yapı. Taş köprüleriyle ve yapılarıyla, alanlarıyla, sokaklarıyla, buralarda yaşayan rahat, cana yakın insanlarıyla. Regensburg, 2000 yıllık bir kent. Uzaklardan bir köprü görünüyor. Kocaman! Tıpkı önünde durduğum tapınak gibi. Hepsi de küçük ve sevimli. Eski çağlarda at arabalarının geçtiği bu daracık sokaklar günümüzde her türlü araca kapalı. 365 mermer basamak Tuna Nehri’ne ve ovaya bakan bu görkemli tapınağa uzanıyor. Kayaları yararak güneydoğuya yolunu sürdürüyor. Daha ötelerde, sisler arasında kilise kuleleri, tarihi yapılar, eski taş evler.

Tuna kıyısında bir gün...

Kocaman! Tıpkı önünde durduğum tapınak gibi. . MOZART DA BURADAYDIRoma Kralı March Aurel’in. İsa’dan 179 yıl sonra kurduğu Regensburg Ortaçağda Avrupa’nın en büyük ticaret, politika ve sanat kentlerinden biriydi. Her şey tablo gibi. Taş kaidesinde bu kişinin Avusturya prensi Don Juan olduğu yazıyor. Sağ, sol eski yapı. Biraz ileride büyükçe bir alan. Regensburg’un taş sokakları gezmekle bitmiyor. Regensburg’da. . Tarih ve gelenek adım başında, kiliselerin Gotik kulelerinde, evlerin taş kemerlerinde, daracık sokakların taşlarında. Uzaklardan bir köprü görünüyor. Regensburg, 2000 yıllık bir kent. Daha ötelerde, sisler arasında kilise kuleleri, tarihi yapılar, eski taş evler. Kentin biraz dışında yamaçlar bağlarla örtülü. Orada bir heykel. Yamaçlarda üzüm bağları. Romalıların yaptığı; ortaçağın bozamadığı, dünya savaşlarında düşmanın bombalamadığı günümüz insanının da yolları genişletmek amacıyla yıkmadığı yapılar. Sislerin ardından güneş çıkıyor. Büyük bir Yunan tapınağı. O gün yaklaşık 200 bin insan akın akın Regensburg ve tapınağa gelmişti. Giriş katlarında dükkânlar, lokantalar, kahveler, butikler ve birahaneler. Uzaklardan geçen tren sabah sessizliğini bozuyor. Törene 800 kişilik bir koro eşlik etmişti. Alman ırkının “övgü tapınağı” Walhalla’ya Hitler; 6 Haziran 1937’de “Yapıtlarında Almanlık damarı var” dediği besteci Anton Bruckner’in büstünü koydurtmuştu. ",. Karaormanlar’dan gelen Tuna Nehri Regensburg’da genişliyor, büyüyor. Bugün hava güzel olacak Tuna kıyılarında. Heybetli duruşunun nedeni, Kaptanıderya Müezzinzade Ali Paşa’nın şehit düştüğü 1571 İnebahtı Deniz Savaşı’nda Osmanlı donanmasını yenmesi olacak. Eski çağlarda at arabalarının geçtiği bu daracık sokaklar günümüzde her türlü araca kapalı. Düşler içindeki küçük köylerin, burçlu kalelerin, yüksek şatoların, sık ormanların arasından geçiyor. Kendine vadiler açıyor. Sislerin ardında güneş. Kayaları yararak güneydoğuya yolunu sürdürüyor. Şaraplık üzüm yetişiyor buralarda, Romalılardan günümüze dek. Dik yolun iki yanı hafif kar kaplı. Yaklaşık 180 yıl önce Bavyera Kralı I. 18. Heybetli ve gururlu duruyor. Tepede bir tapınak. . Çevresine hiç uymayan bir yapı. 365 mermer basamak Tuna Nehri’ne ve ovaya bakan bu görkemli tapınağa uzanıyor. Bu, yüzyılın Bavyera Kralı (!) Franz Joseph Strauss’un Regensburg’lulara armağan ettiği karayolu köprüsü. mail@ahmet-arpad de",Sisler içinde Tuna’nın kıyıları. Ludwig’in kalıtı. Hepsi de küçük ve sevimli. 1786’da Goethe, “Regensburg çok güzel bir yer” diye yazıyor gezi günlüğüne. yüzyılda Mozart yaşamının bir bölümünü severek burada geçiriyor. Taş köprüleriyle ve yapılarıyla, alanlarıyla, sokaklarıyla, buralarda yaşayan rahat, cana yakın insanlarıyla. . Sonraki yıllarda Neonazilerin her 6 Haziran’da burada toplandığı biliniyor.